23 Ocak 2013 Çarşamba

Mit görevlisi

Küçükken çok film izledik,dizilerde filmlerde o kahramanlara benzemek istedik hep. Halende izleniyor. Ama ben bir kere gercekten herkese kahraman oldugumu inandırmıştım.
Buragın kardesi Oguz bizden daha akıllı başarılı idi. Birazda ucuk. Bizden daha iyi bir bölümü kazanmasına ragmen okulu dondurdu ve otobüs firmalarında yeni adı ''host'' eski adı muavinlik yapmaya başladı. Istanbul Marmaris arası calısan bir hattı calıstıgı. Bigun gel benle Marmaris e gidelim dedi. 
Otobus dolu değildi yolda ugradıgı sehirlerden yolcularını alarak yola devam ederken Bursa'da iki bayan bindi. Biri oldukca guzel bakımlı sarışın Pınar,diğeri esmer çirkin vucutlu diğerine nazaran oldukca bakımsız Hilal. İzmir 'de de 5-6 kişilik turist kafilesi bindi. O zamana kadar ben Pınar Hilal Oguz sohbet ederken birden Oguzun ilgisi turistlere döndü. işime gelmişti çünkü eski sistem devam etsek yakısıklı Oguz Pınar'ı alıcaktı ,anlıyacagınız iböylesi daha iyiydi benim için. Marmaris'e yaklasırken Oguz'a dedimki,

-Oguz kızlar aksam otele cagırdı olum gidelim mi?
-Yok abi hayatımda hiç kısa platin saclı hatun olmadı ben turistlere takılıyorum otobüsüde bırakcam.

Oguz böyle biriydi gerçi babasının dr luktan istifa edip altın işine girmesi, paraları İsvicre'ye tasıma işini ablalarına vermesi,ve yolda ablasının bir kac kez paraları kaptırmasının yanı sıra rüsvetle beraber gumruk memurlarıyla birlikte olup, ruh ve sinir hastalıkları hastahanesine yatması ve bizimde zaman zaman onun ihtiyaclarını karsılamaya ,ziyarete gitmemizin etkisi varmı bilmiyorum. Ama Oguz'un bugünlerde İngiltere'de pizza dükkanı var ve 15 yıldır orda yasıyor.

Akşam otele gittim ilk defa bir tatil köyüne gitmiştim. Geniş guvenlikten sonra kızların odalarındaydım Pınar, Hilali yolladı, yalnızdık ve birlikte olduk. Sonra giyindik Hilal dısarda yemek için bizi bekliyordu yemekten sonra disco'ya gitmeden önce Pınar odaya ugramamız gerektiğini söyledi. Tamam dedim. Yolda bana kim oldugumu sordu,

-Ben  Mit de görevliyim
-Burda ne işin var?
-Bir süre kaybolmam gerek
-Tamam ozaman silahtan korkmazsın (bu sırada cantasından ufak bir colt cıkardı)
-Hayır tabiki

Silahı bavulunda bıraktı hızlı bir hotshot* dan sonra discodaydık sabaha kadar içtik. Pınar Bursa'nın en buyuk toptancılarının birinin sag koluydu, o yüzden silahı ve parası vardı. Cok yorulmustu ve yardımcısı ile tatile gelmişti. Benim için sorun yok. 4. gün para bitti. O zamanın parasıyla memur maasının 4 katı kadar parayı hesabına istedi. Para hemen geldi.
Dönüş vakti gelmişti madem kaybolcaktım Marmaris Bursa farketmezdi,o yüzden Bursa teklifini geri cevirmedim tekrar aynı otobüsün  baska seferiyle Bursa'ya geldik. Tabii muavin degişmişti.

Artık ben gündüzleri evdeydim. O işe gidiyordu ögleden sonraları bana kendini 18 yasında anlatan Pınar'danda guzel (Pınar 23 demişti) kız kardeşi geliyordu. Adı Pelin'di.Ondan iki saat sonra Hilal. 19:00 sıraların dada Pınar kuaförden cıkmıs terzi işini halletmiş eve dönmüş oluyordu. Akşam yemeginden sonra bar disco artık neresi varsa. Sabaha karsı 2 de evdeydik Pınar'la birlikte olduktan sonra uyuyup 12 gibi kalkıyordum. Pelin ögleden sonra 16:00 sıralarında geldi bigün.
-Ablamı memnun ediyormussun
-Evet 
-Benide memnun ediceksin yoksa herşeyi herkese anlatırım dedi.

Aslında neyi kime neden açıklayacagını anlamamıstım, zaten tehdide gerek yoktu ablasından 5 kat güzeldi.

Akşam rutin yemek-disco-Pınar üçlüsünden sonra uykum tutmadı evde herkes yataklarında uyurken sigara ve çiş için dolanırken Hilal cıktı karsıma.
-Odama gel
-Niye?
-Sevişcez
-Saçmalama
-Yok ya Pelin'i düzerken iyidi degil mi? 
Kacacak yerim yoktu onuda memnun etmek zorunda kaldım. Ama bu seferki bir görev niteliğindeydi.

Bir akşam Pınar bana ,
-Benim bir kardeşim daha var dedi
-O nerde ?
-Annem ve babamla kalıyor,annem babamın geliri yok onlarada ben bakıyorum,kardeşim down sendromlu ve sakat. Bütün bunlara o yüzden katlanıyorum. O yüzden tüm bu gezmeleri tozmaları hor görme dedi.
-Tamam dedim. Zaten benim için sorun yoktu ki.

Artık iş rutine binmisti. Sabah herkes gittikten sonra Hilal, ögleden sonra Pelin akşam Pınar. İyiydi hayat kurus aharcamıyordum bana hediyeler alıyordu Pınar. Bir hafta kadar böyle devam ederken artık sıkıntıdan sırayı nasıl degiştirebilirim diye düşünmeye başlamıştım ki aslında durumumun o akşam komple degişegini nerden bilebilirdim?

O akşam Bursa'da Lunapark gazinosundaydık. Herkes her aksam gelen Pınar'ı tanırdı,şarkıcılar calgısılar işletme sahipleri taksiciler. Bende yavas yavas tanınmaya baslamıstım ki bunun bir hata oldugunu nerden bileyim. 
Birden bire masamıza 50 li yaşlarını geçmiş herhalinden taşralı zengin oldugu belli olan bir adam geldi. Masaya vurdu ve,
-Vay o..pu bana bunudamı yapacaktın dedi ve gitti.

Şok olmuştum, olmuştuk daha dogrusu, kalkmaya yeltendim, Pınar durdurdu. Bilen bilir Lunapark Yeşil Bursa'nın yeşil bir bölgesidir ,calılıkların arkasından adamın son model Seat Leon arabasına binişini ama gitmeyişini gördüm. O gün bugündür Seat markasından nefret ederim. Mitte görevlisiniz masanızdaki hatuna hakaret edilmiş, genc delikanlı ucarısınız.Gittim. Arabaya bindim, cok agır ve vakur bir ifadeyle,

-Nedir derdin? dedim
-Derdim ne mi? derdim ne mi? Onu yanıma sekreter olarak aldım. Genc ve cok guzeldi benimde param vardı. Bir süre sonra kasadan para çaldıgını farkettim ufak tefek ses cıkarmadım ama işi büyütünce parayı çalmasına gerek olmadıgını ona para verebilecegimi söyledim ve ilk defa benle dükkanda oldu. Ona ailesine baktım. O ne yaptı defalarca aldattı beni şimdi ben ne yapayım?

Bu sıra arabayı çalıştırmış yokuş yukarı muhtemelen daga dogru bi yerlere gidiyorduk. Hem Bursa'yı bilmediğimden hem kafam güzel oldugundan nereye gittigimizi anlamıyordum. Ama bildiğim bişey vardı agaclık karanlık izbe bi yere dogru gidiyorduk. Aniden ayıldım ve agzımdan,

-Vay o..spu lafı cıktı
-Peki sana bu paralar nerden geliyor anlatmadımı? Sen sormadın mı? dedi
-Valla toptancının sag koluyum dedigini söyledim.

Bu sırada hakikaten izbe karanlık bir yerde durmuştuk. Sagımızda harabeye dönmüş eski fabrika,solumuzda ucurum vardı.Bursa manzarası ısıkları ile burdan cok güzel görünüyordu. Adam arabanın torpido gözüne uzandı ve ordan o gune kadar gordugum daha sonra Smith Wesson oldugunu ögrendiğim kocaman bir silah cıkardı.Namluya mermi sürdü ozaman her arabada olmayan otamatik dugmeye basıp camı actı. Uc el ates etti.

-ben şimdi ne yapiim ne yapiim? Neden hak ettim ben bunu dedi. 

Kocaman adamın gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı. Silahı torpidoya koymak için öbür eline aldıgında elinden kaptım. ''Vay be'' dedim ''bu senin gibi delikanlı adama yapılır mı?,hem bakıp beslicen hemde böyle yapacak cok sinirlendim '' dedim. Bende kendi camımı acıp silah bosalana kadar tetiği cektim 11 tane daha attım herhalde.
Aslında sinirlendiğim felan yoktu korkudan altıma edicektim. Derdim mermileri boşaktmak aniden beni yada kendini öldürmeye kalkarsa tekrar şarjör degiştirene kadar kacmak için zaman kazanmaktı.

-Sen delikanlı birine benziyosun dedi
-Seni bu gece otele yerleştirecegim sabahta adamlarım gelip eliyle otobüse bindirip dogru İstanbul'a gideceksin.
-Tamam abi dedim. 

Sabah otele dönerken ben Mit görevlisi kahraman kıyafetlerimi Bursa'da bırakıp yola cıkarken aklımda ne Pınarın ünlü iş adamının sag kolu iş kadını hayali,ne Pelin ,ne Hilal ne de down sendromlu cocuk vardı. Sadece eve gidip uyumak istiyordum.








*HotShot Kısa hızlı sex İngiliz deyimi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder