24 Ocak 2013 Perşembe

Beyaz eşya

Hep düşünmüşümdür beyaz eşyalar neden beyaz? diye. Gerçi şimdilerde kırmızı siyah krom rengi yapıyorlar, ama ozamanlar beyaz yada cok ucuk mavi dısında buzdolabı yoktu. Bizimde ögrenci evinde kullandıgımız carpmaktan köşelerinin boyaları dökülmüş,sonrada paslanmış kapatmakta zorlandıgınız bir buzdolabıydı. Hernekadar cok fazla basarılı olmasamda nispeten duzenli biriyimdir  ve o buzdolabı beni hep rahatsız etti. Bos bir bütünleme zamanı (gerçi Burk'la bana hep bos zamandı) boyamaya karar verdim. Yaglı boya   lacivert (ensevdiğim renk) kırmızı ve beyaz boyalar aldım. Kagıttan sekiller kestim. Cocuk gunes agac vs. Sonra buzdolabını laciverte boyadım. Kuruyunca şekilleri yerleştirip onlarıda boyadım ve yattım. Sabah kalktıgımda boyalar aktıgından karman corman olmustu. Tekrar laciverte boyadım ve fırcayla duzenli beyaz ve kırmızı boyalar sıcrattım. Bu sefer olmustu hemde cok guzel. Lacivert morumtrak alt yapı beyaz kırmızı benekler guzeldi  Burak'ta begendi.
Okulun dışında herkes iki kafeye giderdi biri bilardo salonu ikincisi tost cay kahve olan ama içki olmayan bir kafeydi. Genelde kızlar yuzunden ikinci kafe tercih edilirdi.Bir nev-i piyasaydı. Genelde ikinci kafedeydik kızlar ordaydı ama cok sık degil para lazımdı. Burak kafe sahibiyle samimi idi. Kafe sahibi iyi giyimli şehrin yerlilerinden biz yaşlarda genc biriydi.
İnsanlar iki şekilde sessizdirler,ya cok şey bildiklerinden, ya da hiçbişey bilmediklerinden. Kafe sahibi ikinci katogorideydi. Burak genelde gec gider bende bilardodan cıkar ugrardım. Bir aksam beraber eve geldiler. Kafe sahibi buzdolabnıı gördü, o da cok begendi.

-Benim kafedki buzdolabınıda böyle boyarmısın?
-Boyarım ama boyaları alırsan bide 2-3 şişe bira ve bi paket camel isterim.
-Tamam ama akşam müşteriler gidince yapcaz.
-Olur dedim ne zaman?
-Yarın akşam al gel boyaları.

Ertesi akşam ordaydım. Burak' kafe sahibi biri hos biri balıketli iki bayanla oturuyordu. Hoş olan gercekten hoştu tam bir dişi. Su hayatta anladıgım bişey varsa oda arkaşlıkların köpek balıgı gibi olması. Bilen bilir her köpek balıgının yanında onun agzından düşenleri yemek için dolaşan 1-2 balık olur agız cevresinde dolasır hep. Arkadaslıklarda da böyle her guzel yada aktif beceriki kadının yanında nispeten daha çirkin basarısız bir başkası olur. Pek arkadasım yok ama sanırım erkeklerde de durum böyle. Bu iki bayan ın görüntüsüde buydu.
Saat 23:00 sularıydı kafe sahibi en azından 24:00 a kadar beklememi söyledi. Bende kahve aldım ortalarda dolandım. Sonra  gece yarısında işe başladım. Kucuk buzdolabıydı önceden hazırladıgım ipler şeritler ve tecrubem sayesinde oldukca guzel olmustu. Evdekinden daha iyi. 2 bira cerez ve Camel içmiştim. güzel akşamdı. Burak onları bize davet etti hep beraber taksiye atladık - kafe sahibi ödedi- eve geldik. Salonda içmeye başladılar. Salonda benim bir akvaryumum vardı. Balıkları severim üretmeyi beslemeyi, insana huzur verir gercekten. Lepisteslerin üreme dürtüleri cok yüksektir. sürekli üreme cabasındalardır. Burak'la kafe sahibi bir ara mutfaga gittiler sanırım kızlar hakkında konusacaklardı. Bende akvaryuma bakıyordum, hoş olan bayan yanıma geldi. 
-Ayy  ne guzel sevişiyorlar biz böyle sevişemiyoruz dedi. Şok oldum 
-Hadiya  neden? 
-Yapan yok dedi.
Bu sıra göğüsleri ile bana yaslanmıştı. Ölüyü diriltir cinsten oldugundan  irkildim ve
hemen mutfaga kostum , kafe sahibine,

-Abi bu kız abuk subuk konusuyor dedim
-Hadi ne diyo dedi
-Ya işte sevişemiyorum yapan yok felan, içeri gelin yoksa ben götürürm bunu dedim
kocaman bir kahkaha attı
-Onu yapman için benim uzerimden gecmen gerek dedi.

İçeri gittim halen akvaryumun önündeydi.Bana odamı sordu gel dedim göstereyim. Odama gittik. Basit bir odam vardı. Katlanır calısma masam, kitaplarımı koydugum bir ufak sehpa, yatagım ve aliminyum cubuklardan iskeleti olan naylon gardrop. Duvardada bir iki poster vardı posterlerden biri unlu bir modelin her tarafı yırtılmış kot pantolonu ile verdiği  cok sexy bir poz vardı. Boyle durabilirmisin dedim, anında pantolonunu cıkardı ve yandan olan pozu verdi. Gerci ben pantolonunu cıkar dememiştim ama hatunun niyet baskaydı, helesükür bende anlamıstım. Odamı kitledim ışıgı kapattım, o coktan yataktaydı. Biz halvet halindeyken kapı bir iki kez calındı umursamadık. Bir sure sonra kalkıp sigara almaya içeri gittim. Camel içerde kalmıstı, kafe sahibi gitmişti. Öbür hatunla Burak odadaydı. 
Tekrar içeri gittim. Oda aydınlıktı ve kadının iç çamasırını gördüm ve ona yapısmıs pedi. İşte  o gündür regl halinde bir kadınla sevişmekten iğrenmeme sebep. İlişki nedeniyle heryer berbattı. Ne yasandıgını bilmeyen adi bir tecavüz vakkası sanırdı. Gerci ortamda  bir tecavüz maduru vardı ama evde degildi. Zorlada olsa ikinciyi görev bilip bitirdikten sonra uyudum.
Cayı balıketli bayan demlemiş dısardan bişeyler alıp harika bir kahvaltı hazırlamıştı. 
-Günaydın dedim Burag'a
-Naber dedi
-Dün iki kişinin üzerinden gectin 
-Ben uyardım aslında 
-Dogru sen uyardın
-Valla bi süre kafenin sokagına giremem 
-Yok be ne giremicen ben varım dedi 

Herzaman korumustur. 1.90 lık boyu deli gibi cesareti ile on kişinin arasına daldıgını bilirim. Zaten okuldan sıkı bir dayak yemeden mezun olmamın sebebidir. Yoksa cok döverlerdi beni. Kızları gönderdik daha dogrusu gittiler. Bizde bişey demedik.
Akşam bilardoya giderken tam kösede kafe sahibi ile karsılastık. Burak basladı konusmaya.
-Uyardı seni
-Tamam uyardın ama yapmayabilirdi 
-Neden dedi Burak O da erkek seninde üzerinden geçti kadınında
-Tamam bişey demiyorum ama bir daha benim kafeye gelemez dedi
-Tamam dedi Burak gelmeyiz.









23 Ocak 2013 Çarşamba

Mit görevlisi

Küçükken çok film izledik,dizilerde filmlerde o kahramanlara benzemek istedik hep. Halende izleniyor. Ama ben bir kere gercekten herkese kahraman oldugumu inandırmıştım.
Buragın kardesi Oguz bizden daha akıllı başarılı idi. Birazda ucuk. Bizden daha iyi bir bölümü kazanmasına ragmen okulu dondurdu ve otobüs firmalarında yeni adı ''host'' eski adı muavinlik yapmaya başladı. Istanbul Marmaris arası calısan bir hattı calıstıgı. Bigun gel benle Marmaris e gidelim dedi. 
Otobus dolu değildi yolda ugradıgı sehirlerden yolcularını alarak yola devam ederken Bursa'da iki bayan bindi. Biri oldukca guzel bakımlı sarışın Pınar,diğeri esmer çirkin vucutlu diğerine nazaran oldukca bakımsız Hilal. İzmir 'de de 5-6 kişilik turist kafilesi bindi. O zamana kadar ben Pınar Hilal Oguz sohbet ederken birden Oguzun ilgisi turistlere döndü. işime gelmişti çünkü eski sistem devam etsek yakısıklı Oguz Pınar'ı alıcaktı ,anlıyacagınız iböylesi daha iyiydi benim için. Marmaris'e yaklasırken Oguz'a dedimki,

-Oguz kızlar aksam otele cagırdı olum gidelim mi?
-Yok abi hayatımda hiç kısa platin saclı hatun olmadı ben turistlere takılıyorum otobüsüde bırakcam.

Oguz böyle biriydi gerçi babasının dr luktan istifa edip altın işine girmesi, paraları İsvicre'ye tasıma işini ablalarına vermesi,ve yolda ablasının bir kac kez paraları kaptırmasının yanı sıra rüsvetle beraber gumruk memurlarıyla birlikte olup, ruh ve sinir hastalıkları hastahanesine yatması ve bizimde zaman zaman onun ihtiyaclarını karsılamaya ,ziyarete gitmemizin etkisi varmı bilmiyorum. Ama Oguz'un bugünlerde İngiltere'de pizza dükkanı var ve 15 yıldır orda yasıyor.

Akşam otele gittim ilk defa bir tatil köyüne gitmiştim. Geniş guvenlikten sonra kızların odalarındaydım Pınar, Hilali yolladı, yalnızdık ve birlikte olduk. Sonra giyindik Hilal dısarda yemek için bizi bekliyordu yemekten sonra disco'ya gitmeden önce Pınar odaya ugramamız gerektiğini söyledi. Tamam dedim. Yolda bana kim oldugumu sordu,

-Ben  Mit de görevliyim
-Burda ne işin var?
-Bir süre kaybolmam gerek
-Tamam ozaman silahtan korkmazsın (bu sırada cantasından ufak bir colt cıkardı)
-Hayır tabiki

Silahı bavulunda bıraktı hızlı bir hotshot* dan sonra discodaydık sabaha kadar içtik. Pınar Bursa'nın en buyuk toptancılarının birinin sag koluydu, o yüzden silahı ve parası vardı. Cok yorulmustu ve yardımcısı ile tatile gelmişti. Benim için sorun yok. 4. gün para bitti. O zamanın parasıyla memur maasının 4 katı kadar parayı hesabına istedi. Para hemen geldi.
Dönüş vakti gelmişti madem kaybolcaktım Marmaris Bursa farketmezdi,o yüzden Bursa teklifini geri cevirmedim tekrar aynı otobüsün  baska seferiyle Bursa'ya geldik. Tabii muavin degişmişti.

Artık ben gündüzleri evdeydim. O işe gidiyordu ögleden sonraları bana kendini 18 yasında anlatan Pınar'danda guzel (Pınar 23 demişti) kız kardeşi geliyordu. Adı Pelin'di.Ondan iki saat sonra Hilal. 19:00 sıraların dada Pınar kuaförden cıkmıs terzi işini halletmiş eve dönmüş oluyordu. Akşam yemeginden sonra bar disco artık neresi varsa. Sabaha karsı 2 de evdeydik Pınar'la birlikte olduktan sonra uyuyup 12 gibi kalkıyordum. Pelin ögleden sonra 16:00 sıralarında geldi bigün.
-Ablamı memnun ediyormussun
-Evet 
-Benide memnun ediceksin yoksa herşeyi herkese anlatırım dedi.

Aslında neyi kime neden açıklayacagını anlamamıstım, zaten tehdide gerek yoktu ablasından 5 kat güzeldi.

Akşam rutin yemek-disco-Pınar üçlüsünden sonra uykum tutmadı evde herkes yataklarında uyurken sigara ve çiş için dolanırken Hilal cıktı karsıma.
-Odama gel
-Niye?
-Sevişcez
-Saçmalama
-Yok ya Pelin'i düzerken iyidi degil mi? 
Kacacak yerim yoktu onuda memnun etmek zorunda kaldım. Ama bu seferki bir görev niteliğindeydi.

Bir akşam Pınar bana ,
-Benim bir kardeşim daha var dedi
-O nerde ?
-Annem ve babamla kalıyor,annem babamın geliri yok onlarada ben bakıyorum,kardeşim down sendromlu ve sakat. Bütün bunlara o yüzden katlanıyorum. O yüzden tüm bu gezmeleri tozmaları hor görme dedi.
-Tamam dedim. Zaten benim için sorun yoktu ki.

Artık iş rutine binmisti. Sabah herkes gittikten sonra Hilal, ögleden sonra Pelin akşam Pınar. İyiydi hayat kurus aharcamıyordum bana hediyeler alıyordu Pınar. Bir hafta kadar böyle devam ederken artık sıkıntıdan sırayı nasıl degiştirebilirim diye düşünmeye başlamıştım ki aslında durumumun o akşam komple degişegini nerden bilebilirdim?

O akşam Bursa'da Lunapark gazinosundaydık. Herkes her aksam gelen Pınar'ı tanırdı,şarkıcılar calgısılar işletme sahipleri taksiciler. Bende yavas yavas tanınmaya baslamıstım ki bunun bir hata oldugunu nerden bileyim. 
Birden bire masamıza 50 li yaşlarını geçmiş herhalinden taşralı zengin oldugu belli olan bir adam geldi. Masaya vurdu ve,
-Vay o..pu bana bunudamı yapacaktın dedi ve gitti.

Şok olmuştum, olmuştuk daha dogrusu, kalkmaya yeltendim, Pınar durdurdu. Bilen bilir Lunapark Yeşil Bursa'nın yeşil bir bölgesidir ,calılıkların arkasından adamın son model Seat Leon arabasına binişini ama gitmeyişini gördüm. O gün bugündür Seat markasından nefret ederim. Mitte görevlisiniz masanızdaki hatuna hakaret edilmiş, genc delikanlı ucarısınız.Gittim. Arabaya bindim, cok agır ve vakur bir ifadeyle,

-Nedir derdin? dedim
-Derdim ne mi? derdim ne mi? Onu yanıma sekreter olarak aldım. Genc ve cok guzeldi benimde param vardı. Bir süre sonra kasadan para çaldıgını farkettim ufak tefek ses cıkarmadım ama işi büyütünce parayı çalmasına gerek olmadıgını ona para verebilecegimi söyledim ve ilk defa benle dükkanda oldu. Ona ailesine baktım. O ne yaptı defalarca aldattı beni şimdi ben ne yapayım?

Bu sıra arabayı çalıştırmış yokuş yukarı muhtemelen daga dogru bi yerlere gidiyorduk. Hem Bursa'yı bilmediğimden hem kafam güzel oldugundan nereye gittigimizi anlamıyordum. Ama bildiğim bişey vardı agaclık karanlık izbe bi yere dogru gidiyorduk. Aniden ayıldım ve agzımdan,

-Vay o..spu lafı cıktı
-Peki sana bu paralar nerden geliyor anlatmadımı? Sen sormadın mı? dedi
-Valla toptancının sag koluyum dedigini söyledim.

Bu sırada hakikaten izbe karanlık bir yerde durmuştuk. Sagımızda harabeye dönmüş eski fabrika,solumuzda ucurum vardı.Bursa manzarası ısıkları ile burdan cok güzel görünüyordu. Adam arabanın torpido gözüne uzandı ve ordan o gune kadar gordugum daha sonra Smith Wesson oldugunu ögrendiğim kocaman bir silah cıkardı.Namluya mermi sürdü ozaman her arabada olmayan otamatik dugmeye basıp camı actı. Uc el ates etti.

-ben şimdi ne yapiim ne yapiim? Neden hak ettim ben bunu dedi. 

Kocaman adamın gözlerinden yaş gelmeye başlamıştı. Silahı torpidoya koymak için öbür eline aldıgında elinden kaptım. ''Vay be'' dedim ''bu senin gibi delikanlı adama yapılır mı?,hem bakıp beslicen hemde böyle yapacak cok sinirlendim '' dedim. Bende kendi camımı acıp silah bosalana kadar tetiği cektim 11 tane daha attım herhalde.
Aslında sinirlendiğim felan yoktu korkudan altıma edicektim. Derdim mermileri boşaktmak aniden beni yada kendini öldürmeye kalkarsa tekrar şarjör degiştirene kadar kacmak için zaman kazanmaktı.

-Sen delikanlı birine benziyosun dedi
-Seni bu gece otele yerleştirecegim sabahta adamlarım gelip eliyle otobüse bindirip dogru İstanbul'a gideceksin.
-Tamam abi dedim. 

Sabah otele dönerken ben Mit görevlisi kahraman kıyafetlerimi Bursa'da bırakıp yola cıkarken aklımda ne Pınarın ünlü iş adamının sag kolu iş kadını hayali,ne Pelin ,ne Hilal ne de down sendromlu cocuk vardı. Sadece eve gidip uyumak istiyordum.








*HotShot Kısa hızlı sex İngiliz deyimi

Köylü kızı

Bazen keşke yapmasaydım neden yaptım ki şimdi bunu dediğiniz anlar oldu mu? Benim çok oldu. Bu da onlardan biri. Diğer yandan cinsel dürtünün had safhaya cıktıgında neleri göze alabileceginizi görüyosunuz. Yaz öğleden sonraydı hava cayır cayır yanıyordu 5 param yoktu, ozamanlarda şimdiki gibi postahaneden para transferi yapıyorduk. Bizim bölümün köylü kızı balık et ama balinavari etli köylü kızı Hatice'de telefon kulubesindeydi. O mevsimde cok nadiren ögrencilere rastlarsınız ve normalde merhabadan oteye gitmeyen konusmanız sohbete döner yalnızlıktan. Bizde oyle yaptık.
-Ne yapıyosun?
-Hiç memlekete telefon ettim dolanıyorum.
-Gitmiyomusun memlekete ?
-Yok hayır bütünlemem var onlara çalışacagım. Sen neden gitmiyorsun?
-Ben gittim geldim , evden kactım. Baksana bu sıcakta dolanacagımıza bana gidelim hem serindir. Hem cay içer sohbet ederiz.
Bu söz agzımdan nasıl birdenbire cıktı bilmiyorum haftalardır yalnız hiç kız arkadasım olmaması ve onun 95 numara veya ustu goguslerinin gömlegini yırtmaya calısmasını farketmek mi? bilmiyorum. 

Normalde bu kadar beyaz ten görmemişsinizdir. Bir ölününki bile daha renklidir sanırım. Ancak o anda bunları düşünmüyordum. Sadece biraz oynaşmak iyi gelir diye düşündüm.
Biraz mırın kırın etti ama sonunda tamam dedi.
Evde önce güven saglama psikolojisi uygularım yaşım genç olsada tecrübelerim bana güvenin kadınlar için anahtar oldugunu ögretmişti. Nede olsa hala homosapiens den farkımız yok. Uzakta oturun birden bire ustune atlamayın. Guvende oldugunu hissettikten sonra rahat davranmaya baslıyacaktır. Ondan sonra ona harekete gecmesinin iyi olacagını hissettirin. Gerisi gelir. Diyordum ama gelmedi. Taşradan ziyade köylü olunca olmadı yürümedi, işe yaramadı anlıyacagınız. Halen sımkıkı bacakları dikkatli konusması her hareketimi izlemesi beni yıldırdı ve aniden gidip oturdugumuz salonun kapısını kitledim. Salonda süs diye tuttugumuz bir pala* vardı. Onu elime aldım ve ''soyun'' dedim. Hiç hareket etmedi şok olmuştu kala kaldı. Sadece o beyaz yuzune renk geldi baya bir pembeye gidiyordu. 
-Ama neden dedi.
-Sevişcez
-Bakireyim
-Tamam  reglmisin?
-Hayır olamıyorum zaten  cocugum bile olmıyacak belki . 6 ay regl oluyorum 6 ay boyunca sürüyor. Sonra 6 ay hiç olmuyorum
-Tamam şimdi hangi 6. aydayız
-Hasta degilim
-Soyun ozaman
-Bakireyim
-Bunu anladım öylede kalacaksın
-Bagırırım
Sıkı bir cıglık attım onun yerine gelen giden olmadı.
-Bak burası ögrenci evi apartmanda cogu boş o yuzden gördüğün gibi sese kimse aldırıs etmez .Önünde iki secenek var ya soyun yada ben zorla soyacagım seni.
Yavas yavas dugmelerini cözerken vucudundaki ıslaklıgın terden mi yoksa gözyaslarındanmı olduguna aldırış etmiyordum. Hakikaten beyaz teni ve iri gögüsleri vardı. Aynı anda ben pantolonumu cözmeye oda eteginin fermuarını acmaya başladı. Dur dedim bu kadar yeter. Bu sıcakta o corabı neden giydiğini anladım sanırım regl olamamaktan vucudu balon gibi şişmişti. Ve devamını görmem kadından sogumama neden olabilirdi. Bu tehlikeyi göze alamazdım. 
       Orantılı bir kadın vucudu ise gercekten bir sanat eseridir bence. Harika kıvrımlar tepeler ovalar düzlükler, seyretmek bile keyif verir bana. Dokundugunuzdaki sıcklık pürüzsüzlük ise kendimden geçirir beni. Heleki sevdiğiniz biriyse deymeyin keyfine. Biraz kilo aldıgında da bazıları katlanabiliniyor. Ama eger şişman bir kadınsa cok kötü oluyor nasıl anlatayım integrali alınmış bir parabol gibi her kilo lineer kötüleştirmiyor, cok daha fazlasını alıp götürüyor benden.
Masterbasyonum bitince ona sarıldım. Özürdiledim. Gözyaşlarını silmesi için mendil verdim. 
-Sen kötü biri degilsin dedi. Neden böyle bişey yaptın?
-Büyüyünce ögreneceksin dedim.
Minibuse kadar eşlik edip bana bir daha selam vermemesini salık verdim.









*Pala Geniş yanaklı uzun 45-50 cm buyuk bıçak.










Hemşire


    Öldüğünüzde hayat film şeridi gibi geçer gözlerinizin önünden derler. Ama bence bazen hayatı film şeridi gibi yaşadıgımız olur. Bu da böyle bir andı.
      Şehirler arası tren garında sırtımda hep çalmak istediğim ama hiç beceremediğim gitar, kocaman çantam dolanıyordum. Sigara içilen vagonda yer kapmak için bilet gişesinin cevresinde dolanırken birden dona kaldım. Yanık teni kayıkcı yaka tsörtünün içinden görünen dolgun gögüslerini yarım yamalak kapatan sutyen yerine giydiği bikini uzun sarı sacları ile harikaydı. Ama hem önünde hem arkasında birileri vardı yaklaşmam mumkun degildi. Biletlerimizi aldık ve trene dogru yürüdük. Sag ayagı soldan biraz kısa oldugu için aksıyordu hiç kaale almadım. Tren boştu onun bindiği vagona gecmesini bekledim. Bir vagona bindi sonraki vagonada ben. Onun yerleşmesini bekledim. Ve sonraki vagona binip geri yürümeye başladım. Bulundugu vagona gelince o kadar boşyer varken yanına gidip ''oturabilirmiyim?'' dedim. Yuzume baktı sıcak bir şekilde ''tabii'' dedi. İşte yıllarca sürecek o ilişki böyle başladı.
     Nalan hemşire okulunu yeni bitirmiş bizim üniversitedeki şehirde ailesinin yanına gidiyordu. Ebe hemşireydi yani işi bebekleri anne karnından çıkartmaktı. Yol boyunca sohbet ettik. Okulu bitirince muhafazakar ailesi arkadaşları ile bir haftalık tatile izin vermiş. Tatil bitincede evine dönüyordu. 2 hafta kalıp resmi işine başlıyacaktı. O iki haftada bikac kez gorustuk. Döndükten sonrada ben İstanbul'da gorev yaptıgı hastanede onu ziyarete gittim sinema tiyatro çay bahceleri hep gorustuk. Bir defasında bizim ögrenci evimize geldiğinde artık ufak sinemakaranlıgındaki kacamak dokunuslar bilincli sevişmeye döndü. Bu cok hosumuza gitmiştiki, artık tek amacımız buydu her an kendimize vakit ve yer bulup o onbeşdakka da bile sevişiyorduk. Ancak bu sevişme sadece acemi ters ilişki ya da sürtünmeden ileri gitmiyordu. Bakireydi.
     Sonraki sene ögrenci evi bulamamıştım okulun yakında bir gecekondu buldum. Gecekondunun altı boştu tabanı kerestelerle kaplanmıştı soguk havalarda bodrum mazgalından evin altına giren rüzgar kaldıgım odanın tabanından yerdeki eski ilimi havalandıracak kadar kuvvetli girdiginden evin tabanını kartonla döşemiştim. Mutfaga yada banyoya gittiğinizde donarak döndüğünüz soguk bir kış haftasonuydu.
    Gelmeden ev ısınsın diye katalitiği yatktmıştım ama katalitğin önüne metal bir levha koymazsam kartonlar alev alabilirdi. Üşümüş donmuş elinde çantalarla Cuma akşamı geldi. genelde Cumaları gelir Cumartesileri aileinin yanına giderdi. Ertesi sabah kahvaltıdan sonra tekrar sevişmeye başlamıştık ama benim kafam karışmıştı yaptıgım seyden cok zevk alıyodum ama sanki bişeyler eksikti. Acemice uzerinde debelenirken bir den inledi. Kendime baktıgımda kan bulaşmıştı.
-Eyvah dedim Ne yapıcaz?
-Ne yapıcaolan oldu dedi?
-E peki korkmuyomusun ?
-Hayır
-Pişmanmısın
-Ooof hadi devam edelim olan oldu dedi.
Dediğine kalmadan büyük bir gürültü koptu ve heryer sallanmaya başladı. Şiddetli bir deprem oluyordu. Yatagın üzerine serdiğim battaniyelerden birini kaptıgım gibi dısarı fırladım. Hava soguktu cok kimse cıkmamıştı bende evin sahanlıgında bekledim.Deprem bitince içeri döndüm.
-Demin pişman degildim ama şimdi oldum, sen beni bırakıp nereye gittin dedi.
O zaman insan durtulerinden iki kuvvetli olanı aynı zamanda yasadıgımı anladım. Üremek ve ondan üstün yaşama içgüdüsü bunlardan hangisi varsa ortamınızda gerisinin hiç önemi kalmıyor.
Artık cinsellik bizim için cok daha zevkli eglenceli idi. Heryerde birlikte oluyoduk. Arabada sinema tuvaletlerinde acık alanlarda hatta tren tuvaletlerinde bile. Bayada ilerleme kaydetmiştik. Nasıl yapacagımızı birbirimize ögretiyorduk. Ama en guzeli onun nöbetçi odasında yaptıklarımızdı.
Herhastanenin haymlara * benzeyen lojmanları olur, şehir dışından gelen hemşireler burda kalırdı. Farkı sadece bayanların kalmasıydı. Ucret vermediklerinden cok ekonomik olurdu. Nalan'da calıstıgı hastanenin lojmanında kalıyordu. Zaman zaman nöbetci kaldıgında ki hep kalmak isterdi cunku nöbet parası cok olurdu,ben ziyarete giderdim ziyaretin asıl nedeni sex ve paraydı. Para alırdım ondan daha dogrusu sen ögrencisin diyip o verirdi. Başta almadım ama sonra o paralarla kızları dısarı cıkarmak gezmek cok cazip gelmişti. Hatanelerde her katta nöbetçi doktor ve nöbetçi hemşire için ayrı ayrı odalar vardır. Kapıları kitli. Dr lar uyur acil bişey olmadıkça çıkmazlar,işi hemşire veya ebe hemşireler idare ederdi. Nalan iyi ve yetkin bir hemşire oldugundan nöbet geceleri yanına gittiğimde diğerlerine benle konuşması gerektiğini söyleyip kapsını kitlediği nöbetçi hemşire odasında benle sevişirdi. Dışarda aglayan inleyen anne adayları, yeni dogmuş bebek sesleri, hırcın bir hastabakıcının bagırtıları,kesif hastane kokusu  ve Nalan'ın kanlı üniforması ile cok grift bir tablo içinde, hemşirelerin uyuması için konulmuş en eski sedyenin üzerinde kac defa seviştim hatırlamıyorum. Bu böyle uzun süre devam etti.İlişkimizin kopma sürecine girdiğinde tatile gitmeye karar verdik. Böylece bişeyleri toparlıyacak monotonlugu kıracaktık. Tabii Nalan'ın parasıyla.
    Kuş adasında otele yerleştik tüm parasını sen erkeksin sen harca diyerek bana bana verdi 200 liramıydı 200bin mi hatırlamıyorum ama 4-5 yıldızlı bir otelde tatil ve eglenmek için guzel paraydı. İlk gün yorgunduk uyuduk. o ögleden sonra uyandı. denize gittik. Otele gittik yemek yedik seviştik uyuduk. İkinci gün o ögleden sonra uyandı denize gittik otele döndük bişeyler yedik seviştik uyuduk. Üçüncü gün o ögleden sonra uyandı denize gittik otele döndük seviştik ve uyuduk. Dördüncü gün uyandıgımda bişeylerin ters oldugunu düşündüm.
Odayı karıstırmaya başladım normalde uzun süreli kalmayacaksam yapmam böyle şeyler. Bir sürü çekmece vardı çekmecelerin birindede bir cüzdan actım içinden bir sürü kartlar ve 200 Tl (bizim tatile cıktıgımız para kadar) para vardı. Cüzdanı aldım cebimdeki Nalan'ın bana verdiği paradan kalan tüm parayı Nalan'ın başucuna bıraktım. Dogruca otobüs garına gittim.
-Marmaris Bodrum tarafına ilk otobüs ne zaman?
-5 dakika sonra su otobüs Bodrum 'a kalkıyor genç
-Yer varmı abi?
- Arkada gavurların yanı boş geç.

Fransız biri kız kardeşi ve sevgilisiyle Bodrum'a gidiyordu saat 11:00 di ve şimdiden üçüde sarhoştu. Güzel bir seyehat olacak diye düşündüm.















22 Ocak 2013 Salı

Arkadasımın ablası

Toplum yapımız gereği 80 li yıllarda ergen olan erkeklerin cogunun bir Fahriye ablası olmuştur. hani mahallenin etine dolgun şendulu. Amcaların abileriin bıyık burktugu kadınlarınsa akşam kocalarının basının etini yerdiği, ''-sen nasıl dul kadının sepetine ekmek korsun?''..
Universiteye 17 yasında erken baslamıstım 18 ime geldiğimde 2. senenin basında arkadaşlar bir ev tuttuklarını apartmanda baska boş bir dairenin daha oldugunu haber verdiler. O vakitlerde ev tutmak heleki ögrenciyseniz cok ama cok zordu. 
Eve yerleşince artık iki ogrenci evi altlı ustlu gidip gelmeler misafirlikler cay şeker istemeler başladı. Nahide ablayı ilk defa orda gordum zannettim halbuki bir yerden hatırlıyorum. istanbul da araba meraklılarının gittiiği toplandıgı bir kafe vardı zengin cocukluk arkadasım yüzünden bende oraya giderdim. Oda hep ordaydı. Esmer kısa saclı cok guzel yuzlu ama sanki makyaj var ama yokmu acaba enteresan dedirten biriydi. Sohbet ordan koyulastı. Annesi onu kardesine yardım için bizim universitenin oldugu sehre yollamıstı. O da çamasır yıkamayı ortalık toplamayı hatta basit yemekleri hem yapıyor hemde gösteriyordu. Cok iyi bir ablaydı bize de gelebilecegini zaten butun gun cocuklar ders calısırken evde sıkılıyordu. E ama bende okula gidiyordum,olsundu bi gunden bişey olmazdı.Yarın için sözleştik.
Sabah erkenden geldi. Hakikaten ablalık yaptı bulaşıkları yıkadı benim odamı! topladı biraz yemek yaptı ve dus aldı. Neden dus aldıgını hala cozebilmiş degilim ama evin içinde oylece dolasması gercekten beni şok etmişti. Yaklaştı kendine çekti ve öptü gerisini hayal meyal hatırlıyorum ilk defa sevişiyordum. Tamam cinsel olarak daha evvel tecrubem olmustu ama sevişmek farklıydı. Dokunmak öpmek gözlerine bakmak bambaşkaydı.Ama cok utanıyordum hem arkadaşımın ablası hem de hiçbişey bilmemek yerin dibine sokuyordu. Ama bu Nahide ablayı sanki daha cok hırslandırıyomus gibi daha kötü!! davranıyordu. Sonucta o istediğini almış ben allak bullak olmuş bişekilde kapıdan ugurladım onu.
Bir iki ay sonra tekrar geldi ama babası bu sefer erkek evinde degilde oglunun kız arkadaslarının evinde kalmasını istemişti hemde ev okula cok yakındı, istersem bana gosterebilecekti.Bir cırpıda anlattı bana bunları ve evdeydik.

Sakindi yuzunde gülümseme vardı. Önce teybe Sezen Aksu kasedini koydu . Sonra şapkalarını bana takmaya basladı ,yüzümün cok guzel oldugunu bana makyaj yapıp neye benzeyecegimi görmek istediğini söyledi. Hayır demek gibi bir lüksüm yoktu diyemiyordum. Bana makyaj yaptı kendine yaptıgının aynısı.Teyp te ''Gel gel sarısınım baslamıstı'' Cok guzel olmustum ona göre ama ben kendimi hiç begenmemiştim. Korkuyordum. Acaba Nahide abla beni ibne olarak mı görüyordu? Bir an evvel ona ibne olmadıgımı kanıtlamalıydım. 
O beni ufak ufak öperken sertce cevirip yüzüstü yataga fırlattım, esortmanını sıyırdım ve zaten bir iki defadan sonra üstüne bosaldım. Yavaşça biraz olsun rahatlamış bişekilde üzerinden kalktım. Ama Nahide abla kalkmadı titriyordu yüzünde yandan gördüğüm kadarıyla gene güzel ama teslimiyetçi bir hal vardı. Gel gel sarışınım ve titremeleri bitti.
Daha sonra yaz sonuna kadar onun gidp gelemeleri ile bu durum devam etti evi musait kılıyor zaman zaman bana makyaj yapıyor yada kıyafetlerini giydiriyor ve benimle sevişiyordu.Okul yaz tatiline girince koptuk. Okulun baslamasına az bir süre kalmıştı.
Yazları orda burda kaset satarken birden tezgahımın basına geldi. Yanında biri vardı.
-Bu Murat kocam dedi
-Merhaba Murat abi nasılsın dedim.
Bankacıydı Murat abi hafif tıknaz basında sac yok cok temiz kırısıksız teni orantılı yuz hatları vardı.
-Sabah yüzünü yıkamadın galiba gözünün altında kocaman siyah bir çapak!! var.
dedim


Orman Nuray

Bir kız hem cilli hem kapkara saclı hemde surme gozlu olup bu kadar mı guzel yuzu olur? Hokka burnu kiraz dudaklarını saymıyorum bile. Nuray böyleydi.
Bakın eger bir kadının sürme gözleri varsa dogustan, işveli olur, hokka burnu varsa ama dogal, çekici, kiraz dudakları varsa şehvetli olur. Nuray'da hepsi vardı ama bir özelliği vardı ki asıl konumuz bu ancak nasıl anlatacagım bilmiyorum.
Aslında şimdi bakıyorumda kadınlıga ne kadar yabancıymısız, o zamanlar uzaylı gibi bakıyoduk kadınlara, 20 yıl evvel onlara ögretilende bize ögretilende aynı tabulardı. Nuray dogustan gelen onca guzel  özelliğinin yanı sıra cok kıllıydı ve özellikle bacaklarındaki kılların  cok sert ve kalın olması sanırım onda travma yaratmıs ve hayattan herkesten bunun öcünü almaya çalışmıştı.Halbuki konu cok farklıymış.
Pek cekici biri degildim o yuzden ya derslerle yada sohbetle kızlara yaklasabiliyordum. Var olan tek sey zekamdı. Nuray sa 4 kız bir ögrenci evinde kalan taşra universitesine tasradan gelmiş tatlı bir kızdı hep pantolon giyerdi. Nedenini anlamazdık. 2. sene söylentiiler basladı.
Nuray'la birlikte olunca omuzların tahriş olur
Nuray yalanmaz zımparalanır
Nuray dan 3gun önce randevu alcan anca oyle 

       Ben de duyuyordum ama cok fazla ilgilenmiyordum. cunku hep bizden yası buyuk erkeklerle cıkardı Nuray bize selam bile vermezdi. Bahsettiğim zaman cogu kız ogrencinin gerek yokluktan gerek parasızlıktan hijyenik ped yerine pamuk yada bez kullandıgı zamanlar, o yuzden epilasyon dan bahsetmeyin. Agda Nuray için gerçekten işkenceydi tek yolu olan jiletse her defasında daha sıklaştırıp daha belirginleştiriyordu kıllarını. Ergen bir cocugun sakalı cıkması için parlak yüzünü jiletle kazımasını düşünün.
      O akşam Nuray ın ev arkdasları bizim için basit -iyi bir mühendislikeydim- onlar için zor bir dersten sınavlarına çalışmak için beni evlerine cagırmıslardı.4 kız caylar kekler hepsi gecelikli ev kıyafeti, bilmesem dersi ögrenir tekrar giderim. 
Ders bitmişti tek yatak Nuray'ın odasındaki yer yatagıydı, soguk kıs gecesi yerde yatıcaktım ozamanlar tum ogrenci evleri katalitik* ile ısınıyordu. Üşüdüm Nuray gel dedi cok guzel ve sıcaktı önceleri hayır desede öpmelerime karsılık verdi ve birlikte olduk. Omuzlarım degil ama bacaklarım ve ellerim hakikaten rahatsız olmustu ama o zamanda kim takardı. Birden evin dıs kapısı caldı. Nuray 'ın aynı sehirde yasayan erkek arkadası olan abi geldi. Yapacak bişey yoktu hemen yer yatagıyla yatagın altına saklandım. Ozamanlar bazada yok demirden tellerle örülmüş altı bos divan ustune sunger yada yun yataklar vardı.
Abi Nuray'ı ne kadar özlediğini otele gitmeden ugramak istediğini anlattı ne diller döktü. Nuray kacıyordu yarın diyordu ama yapacak bişey yoktu odada yalnızdılar!!!
Hot shot olmasada bizden yasca buyuk abi işini Turkiye ortalamalarınında altında bi surede bitirdi. Teknik olarak böyle ama aşagıdaki ben ömrümden bir ömür bırakmısımdır orda. Cıplagım, usuyorum, tepemde sevişiyorlar ve her an yakalanma korkusu ne diyebilirdim ki.
Neyseki Nuray abiyi ikna etti ve gönderdi ben yerime döndüm. Olayın ikimizdede yarattıgı stressle uyuyamadık. Nuray abiyi anlattı bana. Gecen yaz tatilinde gezmeye diye bir orman evine gidiyorlar. Abi Nuray'ı zorla soyuyor tam tecavuz edecek Nuray'ın vucudunu kaplayan kıllar dikkatini cekiyor. Nuray korkudan kaskatı kesilmiş durumda abi işine yarayacak kısımları, bacaklarını venusunu ıslatıp orman evinde buldugu eski bir jiletle traş ediyor. Ve tecavüzünü gerçeklestiriyor. Nuray kan kıllar ve gözyaslarıyla kalıyor. Abi evlenecegini söylüyor ancak önce karısını boşaması bunun için Nuray'ın sabretmesi gerektiğini yoksa herkese rezil olacagını söylüyor.
-Peki
Nuray dan cıkan tek kelime. Abi onu yakın kasabada bir hamama goturuyor sonra eve bırakıyor.
Bense hergenc kızın basına gelebilegi gibi inanılmaz acemice bir laf ediyorum. Nuray gülüyor. Ve beni şefkatle öpüyor belkide acısını anlayamayacak kadar saf yürekli oluşum onu mutlu ediyor.
Sabah bu sefer gercekten omuzlarım tahriş olmuş uykusuz eve gidiyorum. Burak soruyor ,
-Nerdeydin dün gece?
-kızlara ders çaıştırdım..


*Katalitik_ Buyuk likit gaz tupunun kullanıldıgı soba benzeri ancak tekerlekli odadan odaya tasıyabildiginiz ısıtıcı..


Coskun


Coskun la baslamak lazım, adı gibi coskun biriydi Coskun. Eminim onu tanıyan kimse onu unutmadı. 80 li yılların sonuydu tasra universitelerinin birinde örgenci evinde kalıyorduk. Ben fiziken kısa cok özelliği olmayan ama ev arkadasım Burak, Burak sa okulun asi cocugu, ailesi yuzunden hırcın 1,90 boylarındaydı. Genelde ailemizden gelen para Camel bira yada votka ve ozaman ki borclara gittigi için ilk haftanın sonunda ac kalırdık.
Coskun Burak’la aynı bölümdeydi. Bir gün eve beraber geldiler.Bana Coskun’un eve aradıgını bizde kalabilecegini söyledi. Tamam dedim.
Coskun Kars ‘lı bir ailenin 11 cocugunun 3 erkeginden en kucuk olanıydı. Hani ‘’okur bu dediklerinden’’ ama okumamıstı. Gerci okumustu ama biraz geriden biz 20 li yaslarda iken Coskun 27-28 di. Ama en guzel özelliği ‘’Bakir’’ di. Hayatında hiç kız arkadası yolmamış el ele tutusmamıs yada kadını cıplak gormemişti. Evelenecegim kadının elini tutacagım derdi. Ama ailesi super bakardı ona, artık Kars balı olsun pekmezler receller tursular hersey gelirdi 15 gunde bir. Ama Coskun bizimle paylasmazdı. Hepsini kendi yerdi. Ancak yeni paket geldiğinde eskiden kalanları bize verirdi.
Toplaması temziliği zor diye oldukca buyuk salonu ona vemiştik. Dolaplı 70lerden kalma bir cekyat masa 4 sandalye ve yatagı vardı. Hergün temizlik yapardı, çamasır yıkar onları kurutur, cok düzenli şekilde dolabına yerleştiridi. Tabi o guzel yiyeceklerden gelen enerjiyi bu şekilde tüketemezdi. Arada sırada spor yaptıgını söylesede oglen okuldan kacıp eve gelir –artık okulda ne gormusse- gunde 5 kez kadar masterbasyon yapardı. Bunu daha sonra itiraf etti. Bazende karete yapardı. Allah’tan birinci kattaydı bi seferinde ucan tekmeyi ayarlayamadı salondaki camlı balkon kapısından asagıya uctu. Aanmlara soylemeyin demişti. Evet zordu yasamak Cosku’la ama 300 Tl olan kirayı ona 450 demiştik o 150 veriyordu Burak’la ben 75 er bu yüzden katlanıyorduk.
Zamanla Coskun’ u sevmeye basladık. Aslında kirlenmemiş Anadolu cocugu idi. Ve o zaman ona yardım etme kararı aldık. Yapabilecegimiz en guzel seyin bakirlik konusunu halletmek olduguna karar verince Zeynep,Pelin devreye girdi. Pelin okulun iki yıllık bölümlerinde okuyan yakısıklı bir 4 yıllık muhendis ayarlamış, İstanbul’dan öenmli bir şahsiyetin oldukca duzgun guzel ikizlerinden biriydi.Zeynep’se diğeri. Zeynep universiteye gitmediği için bosvakitlerinde ikizini ziyarete gelir,bitmeyen kantin muhabbetine katılarak beklide universite özlemini giderirdi. Her nekadar ikizi ve onun arkadaslarının olumsuz gorus bildirmesine karsın Zeynep’le o kantinde tanısmıstım. Zamanla bize daha sık gelmeye başladı. Bizde kalmaya basladı. E tabi parası oldugundan eve yiyecek içki sigara  alıyordu. Bende Burak’la paylasıyordum. Halimizden memnunduk. Bir haftasonu Burak ve Coskun’un olmadıgı zaman bize gittik ve birlikte olduk. O zamanlar bende bişey anlamıyordum. Regl kanı vs desemde o birlikte oldugumuz iddia etmişti ben inanmamıstım. Yıllar sonra karsılastıgımızda ilk defa oldugunu bir daha söyleyecekti.
Zeynep kısa ama cok guzel vucudu olan hani minyon tavuk dediğimiz tiplerdendi. Hatta gogusleri su ana kadar gorduklerimin içinde hala ilk 3 e girer. Yıllar sonraki birlikteliğimizde bile guzeldi. Maktulun katiline aşık olma sendromu nihayetinde bana asık olmustu. Maddi manevi kullanıyordum.Sokaklarda bıraktım kötü davrandım parasını aldım ama hala bana asıktı. Bir gün artık cok ezdiğim bir zaman. Alkolunde faydasıyla onu odadan kovmustum gidecek yeri yoktu . Coskun’a gidemezdi Buragın odasına gitti ve birlikte oldular. Daha dogrusu olmuşlar sabah söylediler hiç umursamadım. Onlarda umursamadı. Artık ne zaman gelse kim istese onun odasında kalıyor Buragın yada benim yanıma geliyordu. Tabi Coskun yok. Sabahları okula giderken kimin ne yaptıgını, hangi konuda iyi hangi konuda kötü oldugunu konusacak kadar ileri gitmiştik.
                Tabi Coskun aynı şekilde devam ediyor abartılı hikayeler anlatıyordu. Bir aksam Burak’la otururken aklımıza bir fikir geldi. Coskun’la Zeynep’i aynı yataga sokmak. Ama nasıl olacaktı. Coskun Buraga saygı duyardı..
-Ben Coskun’la konusurum. Dedi Burak
-Tamam.. dedim ..Bende Zeynep’le konusurum.

Cunku Zeynep bana asıktı ve her dediğimi yapardı. Burak CoskunUn odasına gitti onu ikna edebilirsek Zeynep kolaydı. Tabi cep telefonu olmadıgı için benim bir an evvel okula gitmem gerekiyordu. Yarım saat sonra Zeynep’le okuldan donduk. Ona kendisinden birisi için bir iyilik isteyecegimi söyledim.

Burak Coskun’la konusmus.
-Abi bu herif adam olmaz , bize kimse yapmadı bu iyiliği neymiş karısıyla beraber olcakmış.. dedi
-Tamam sen devam et. dedim ve ben Zeynep’le konusmaya gittim.

-Zeynep sen benle yatıyosun ya
-Evet
Burak’lada yatıyosun ya
-Evet
-Coskun’lada yatsana
-Aa olmaz sacmalama
-Neden?
-Tipim degil
-….
-Hem neden yatacakmısım?
-Cunku adam bakir
-Aaa gercekten mi?
-Evet
-Aa ozaman ilginc olabilir senin gibi bir hayvanla yatıyosam bakir biri cok enteresan olabilir
-Aferiin hem ayrıca cocuga yardımcı olcan
-Ama sonra sen benle yatıcan söz mü?
-Off tamam Zeynep tabiî ki..
-Ok o zaman nerde?
-Dur bakayım sen soyun şok tedavisi uygulıcaz..

Odadan cıktım Coskun’un odasında Burak’la Coskun konusuyorlardı.
-Ne oldu tamam mı?
-Abi tamam da Coskun’un bir istegi var
-Neymiş o?
-En azından bir imam nikahı kıycakmısız
-Tamam ben kıyarım nikahlarını

Ve odaya Zeynep’i yolladık.

Bahisler acıldı ben 10 dakka surmez Zeynep kacar diyodum. Burak’sa yarım saat vermişti.
1.     1.  Saat cıkan yok
2.      2. Saat cıkan yok
3.      3.  Saat cıkan yok

6. saatin sonunda önce Coskun cıktı meshur ıslıgıyla ,kostuk
- Ne oldu??
-…
ıslıga devam cevap yok. Banyoya gitti bizde odaya  kostuk.
İkimiz biden
-Ne oldu??
- Hadi lan sizde erkekmiymişsiniz adam durmadı.

Biz şaşkınlıktan bişey diyemezken Coskun odaya o mis recelelr ballar ve ekmek ve biraz evvel demlediğimiz cayla iceri girdi ve bizi kovdu.

Zeynep'le Coskun , Coskun un okulu bitene kadar yaklasık 3 sene cıktılar. Zeynep Ne benle ne Burak'la bir daha birlikte olmadı. Askerlik sınavlarında karsılastıgım Coskun aynı Coskun du degişmemişti ve bir tabur askere kendini gulduruyordu.
Zeynebe 20 yıl kadar sonra rastladım evlenmemişti hayata devam ediyordu bir gece bende kaldı birlikte olduk 20 yıl öncesi gibi . O geceyi konustuk senden öc almak içindi dedi Burak'la öc alamamıstım Coskun'la aldım, ama sen benim gercekten dokundugum ilk erkektin dedi.
Sabah eczaneden after sex ilaclarından birini alıp verdim evine bıraktım.